Kafe-bar çalışanları: Robot olmamız bekleniyor

Berkay Çolak

ANKARA – Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2022’de açıkladığı verilere göre, otel, restoran, kafe ve catering sektörlerinde toplam 120 bin kişi çalışıyor. Kayıt dışı çalışanlar ile birlikte bu sayı çok daha fazla.

Her gün yüz binlerce kişinin yemek, içmek, sohbet etmek, eğlenmek için gittiği bu mekanlarda madalyonun bir başka yüzü daha var: Çoğu sigortasız olan sektör çalışanları.

Düşük ücretle ve yoğun tempoda çalışan kafe ve bar işçileri mesaileri boyunca mobbing ve tacize uğradıklarını anlatıyor. Çoğu güvencesiz çalışan işçilerle sektörde yaşadıkları sıkıntıları konuştuk.

‘ÖĞRENCİLİKTE BAŞLANIR, ZAMAN GEÇTİKÇE MESLEĞİNİZ OLUR’

Kafe-bar sektöründe işletmeden işletmeye değişiklik gösteren ücret ve yan haklar bulunduğunu anlatan restoran çalışanı Uğur Kandak, “Genelde bu sektöre öğrencilik yıllarında başlanır, zaman geçtikçe garsonluk, aşçılık ya da barmen/barmaidlik mesleğiniz haline gelir” dedi.

‘BAHŞİŞLER OLMASA GEÇİNEMEYECEĞİZ’

Sektörde çalışanların genelinin asgari ücret aldığını, maaş dışındaki asıl kazancın ise bahşişler olduğunu söyleyen Kandak, “Küçük işletmelerdeki sorun genelde günlük kazanılan paranın çalışana düşük ücret olarak yansıması. Büyük işletmelerdeyse performans beklentisi ve emeğinizin karşılığını tam olarak alamamak bir sorun. Asgari ücret dışında bizi asıl geçindiren para kaynağı ise bahşişler. Bahşişler olmasa geçinemeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘EĞLENCE SEKTÖRÜNÜN ALTIN KURALI EĞLENEMEMEK’

Dışarıdan bakıldığında çalışanların eğlenceli bir iş yaptığı düşünülse de sadece işlerini yapıp para kazandıklarını anlatan Kandak, “Kafe ve barlarda çalışmak sanıldığı gibi değil. Hem mental hem fiziksel olarak yoruluyoruz. Zaten eğlence sektörünün altın kuralı çalışanların eğlenememesidir” diye konuştu.

‘EVE GİTTİĞİMİZDE YORGUNLUKTAN BAYILIYORUZ’

Kafe bar sektöründe çalışırken kişisel ihtiyaçlara vakit ayırmada sorun yaşadıklarını anlatan Kandak, “10-12 saat çalıştıktan sonra, hele ki mesaiye kaldığımızda bize çok zaman kalmıyor. Tempolu çalışma ortamı bizleri çok yoruyor ve eve gittiğimizde yorgunluktan direkt bayılıyoruz” dedi.

‘SİGORTASIZ İŞÇİ ÇALIŞTIRAN İŞVERENE FAZLA MESAİ MASAL GİBİ GELİR’

Fazla mesai ücretlerini vermeyen işletmelerin olduğunu ve mesai veren işletmelerin de yasal düzenlemeye göre ödeme yapmadığını söyleyen bar çalışanı Aynur Ekici, “Normalde mesailerde ve resmi günlerde yüzde yüz zamlı ücret alınması gerekiyor ama bunu sigortasız işçi çalıştıran bir işverene anlatmaya çalışırsanız ona masal gibi gelir muhtemelen. Yasal olarak haftalık 45 saatin üstü çalışma, esnek mesai saatleri olmaması gerekiyor. ‘Madem her şey bu kadar kötü, niye çalışıyorsun’ diye sorarsanız; bazen başka çareniz kalmayabiliyor” ifadelerini kullandı.

‘SİGORTASIZ ÇALIŞMAYI KABUL ETMEK ZORUNDA KALAN ÇOK KİŞİ VAR’

Büyük işletmelerde genelde sınırlı sayıda kişiye sigorta yapıldığını anlatan Ekici, “Bunu kabul edip etmemek yine bizim tercihimiz. Tabii yasal olarak işveren sigorta yapmak zorunda ama sigortasız bir yerde çalışmayı kabul etmek zorunda kalan çok kişi var. Özellikle öğrencilere sigorta yapmayan fazlaca işletme biliyorum. Maalesef sektörde sigortasız çalışmak zorunda kalan çok fazla kişi var” dedi.

‘BARMAİD GARSONLUK, GARSON BULAŞIKÇILIK YAPABİLİYOR’

Çalışma koşullarının ve iş tanımının belirsiz olduğunu, iş tanımı dışındaki her işe yetişmeye çalıştıklarını anlatan Ekici, “Barmaid olarak girdiğiniz işte garsonluk, garson olarak girdiğiniz işte ise komilik, bulaşıkçılık yapabiliyorsunuz. İş tanımı aslında yok, işin durumuna göre iş tanımı değişiyor” diye konuştu.

‘ÇALIŞIRKEN İNSAN DEĞİL ROBOT OLMANIZ BEKLENİYOR’

Çalışanlara yönelik üstenci yaklaşımın yaygın olduğunu ifade eden Ekici, “Bir yandan müşteri memnuniyeti sağlamaya ve insan sirkülasyonunu denetlemeye çalışırken diğer yandan memnun olmayan işverenin az sayıda çalışandan fazla performans beklemesi söz konusu. Kafe bar çalışanlarına yönelik üstenci yaklaşımların asıl sebebi bu” dedi.

“Yaşam kalitesi diye bir durum söz konusu bile değil” diyen Ekici, şunları söyledi: “Günde 15-16 saat çalışıldığı zamanlar olduğunu düşünün ve her dakikasında full performans göstermen gerekiyor. O gün kötü uyandın ya da ailenle, sevgilinle problem yaşadın ya da hafif bir grip geçiriyorsun diyelim; bunların hiçbirini işine yansıtmaman gerekiyor. Eleman eksikliği varsa hasta olsanız da işe gidiyorsunuz. Yani baktığınızda çalışırken insan değil robot olmanız bekleniyor.”

‘MOBBİNG KISMINA ÇARE YOK’

Bir insanın hayatı boyunca bu işi yapabilmesi için çok sağlam sinir sistemine sahip olması gerektiğini söyleyen Ekici, “Büyük sabır isteyen bir iş. Her şey halledilir de mobbing kısmına pek çare yok. En çok paraya ihtiyacım olduğu dönemlerde yapılan mobbinglerden ‘imdat’ diye bağırarak kaçmamak için kendimi inanılmaz zorladığım dönemler oldu. Eminim sektördeki herkes her gün bunu yaşıyordur. Ama şöyle de bir gerçek var, çalışma arkadaşlarınız iyiyse iş bir nebze eğlenceli bir hale gelebiliyor. Sinirden kriz geçirmek üzereyken bir arkadaşınız sayesinde bütün modunuz değişebiliyor” şeklinde konuştu.

SÖZLÜ VE FİZİKSEL TACİZLER: MÜSAADE EDERSENİZ ÇALIŞIP EVİMİZE GİDECEĞİZ

Kadın çalışanların zaman zaman sözlü ve fiziksel tacizlere maruz kaldığını aktaran Ekici, “Hesap alırken ‘iş yerini kapatırım burayı üstüne yaparım’, ‘biz şimdi 3 bira alalım, ikinci siparişte sosyal medya hesabını verirsin artık’ diyenlerden tutun bakışlarıyla rahatsız edenlere kadar saymakla bitmez sorunlar yaşıyoruz” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu tip tacizlere maruz kalan çok arkadaşım oldu. Müşteri yetmiyor bir de patronun tacizleri ile uğraşıyorlar bazen. Müsaade ederseniz çalışıp evimize gideceğiz. Her şey yeterince zor bir de bu sapık zihniyetler ile uğraşmak gerçekten insan üstü bir performans gerektiriyor” dedi.